Kayıtlar

Haziran, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Stone of Madness (Delilik Taşı)

Resim
Stone of Madness adıyla tarihe geçen Delilik Taşı, Ortaçağ’da insanların beyinlerinin içinde olan ve akıl hastası olmasının sebep olan taş olarak bilinmektedir. 15. yüzyılda insanların aklını kaybetmesinin sebebi görülen Delilik Taşı, beyinden çıkarıldığı takdirde aklın geri geleceğine inanılmıştır. Delilik taşının çıkartılması kafatasının kesilmesiyle mümkünken, bu yöntem en eski ruhsal tedavi şekli olan trepanning ya da trepanation (Türkçe: trepanasyon) uygulamasının varyasyonudur. Trepanation baş ağrıları ve epilepsi tedavisinde uygulanırken, kafatasının silindir bir bıçakla delinmesiyle yapılmıştır. Aynı zamanda bu yöntemin kötü ruhları da defettiği bilinirken, Delilik Taşı tedavisi de aynı şekilde uygulanmaktadır. Delilik taşının kafadan çıkarılma işlemi ressam Hieronymus Bosch tarafından “deliliğin tarihi” isimli eserinde resmedilirken (resimde görülebilir), sanatta çok kez resmedilen bir olaydır. Resimde kafasında huni takılı bir adamın, deli bir adamın kafasını oyduğu görü
Resim
Hans Holbein’in 1522’de yaptığı Hz. İsa’nın Cesedi (The Body of the Dead Christ in the Tomb) tablosunu Dostoyevski, karısının anılarına göre Budala’ya başladığı yıllarda Basel Müzesi’nde görmüş, çok etkilenmiş ve dakikalarca izlemiştir. Budala romanını, tabloyu gördükten sonra yazmaya karar verdiği şeklinde de rivayetler vardır. Romanda, Dostoyevski’nin kendisiyle aynı hastalıktan muzdarip kahramanı Prens Mışkin malum tabloyu Rogojin’in evinde görür ve daha sonra bahsederken Dostoyevski’nin hislerine şöyle tercüman olur: “O tablo.. O tablo insanı dinden çıkarabilir.”

LATERJİK UYKU DURUMU

Resim
Kasların tam olarak gevşeyip durmasıyla yaşanan Letarji uykuya benzer derin bir uyuşukluk hali olup, patolojik yani normal dışı seyir gösteren ve incelenmesi gereken uykudur. Adı tam olarak Letarjik Uyku olan durum, Yunanca Lethe (bilinçsizlik, unutkanlık) ve Argia (hareketsizlik, sonradan argos olur) kelimelerinin birleşiminden türemiştir. “Lethargie” olarak dile geçip “Letarji” diye Türkçeleşen kelime, “uyuşukluk” anlamına gelmektedir. Letarjik Uyku günlerce bazen de yıllarca sürerken genelde kişinin yaşadığı şok, stres, zehirlenme, bayılma gibi durumlarda görülmektedir. Kişi uykuya dalıp 20 yıl uyanmayabilirken bu uyuşukluk durumu yaşlanma mekanizmasını da zayıflatmaktadır. Uyanıldığında yaşama kalınan yerden devam edilirken, 20 yıllık laterjik uykudan uyanınca -yaklaşık- 3 yıl sonra biyolojik yaşa gelinebilmektedir (yani yaşlanma vardır -sonradan-). Laterjik uykuda etrafta olan ve bitenin zaman zaman duyulabildiği bilinirken, koma ya da bitkisel yaşamla da karıştırıldığı da

The Cinder Cone

Mona Lisa Tablosunun Altındaki Gizli Portre

Resim
Mona Lisa  tablosu yaratıldığında, birçokları bu şaşırtıcı portrenin insanlık tarihindeki en güzel ve ayrıntılı sanat parçalarından biri olacağını görmüştü. 1797 yılından beri sürekli ve kalıcı olarak Paris’teki  Louvre Müzesi ‘nde sergilenmekte olan tabloyu ünlü  Leonardo Da Vinci  çizmiş ve tablo yüzyıllar öncesinin Fransa kralına sunulmuştu. Hızla geçen 500 yılın sonrasında, gerçekte tablonun altında ne yattığına dair büyük, çığır açan bir keşifte bulunuldu. Fransız bilimci  Pascal Cotte , tablonun çok saklı, ince bir detayını fark ettiğini iddia etti.  BBC News ‘in 8 Aralık tarihli haberine göre, bu keşiften sonra, bilim insanları tabloda çizildiği görülen kadın portresinin, en ince detayda, aslında gerçek Mona Lisa olmadığını rapor etmişler. Da Vinci’nin 512 yıl önce yarattığı tablonun muhakemesi sonucunda tüm bilgilerinin elde edilmesiyle oluşacak belgesel ile bu keşfin tüm gizemi de gün ışığına çıkarılacak. Belgesel  “Secrets of the Mona Lisa”  ismiyle BBC’de yayınlandı.

İskandinav Mitolojisi

Resim
İskandinav mitolojisi en genel anlamıyla İskandinav topluluklarının Hristiyanlık öncesi dinleri, inanışları ve efsaneleridir. Danimarka, İsveç, Norveç ve İzlanda gibi İskandinav ülkelerinde yaşayan halkların atalarının kuşaktan kuşağa aktardığı zengin bir mitos öykü ve masal dağarcığı vardır. İskandinavya’da tapılan tanrılara ilişkin efsanelerin yanı sıra ‘Sağa’ denen ve kahramanların haydutların, hayaletlerin, canavarların deniz krallarının köylülerin cücelerin aşk ve serüvenlerinin anlatıldığı öyküleri de vardır. İskandinav mitolojisi günümüz dünyasında mitoslarda geçen tanrılar ve simgeler yönüyle oldukça bilinir bir durumdadır .Örneğin ’Yüzüklerin Efendisi’ kitap ve film serisi temeline bu mitosları oturtarak şekillendirilmiştir. Yazar Tolkien’in Orta Dünya (Middle Earth) adı İskandinav mitolojisindeki dokuz dünyadan insanlara ait olan Midgard’dan esinlenilerek yaratılmış. Cüceleri yaratan Äule demirciler tanrısı balta kullanan Thor’la önemli benzerlikler taşıyor. Tolkien’in kul