Kayıtlar

Kasım, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Picasso Portresi / Salvador Dali

Resim
Sanat tarihinde yakın arkadaş olan pek çok sanatçı, diğer sanatçı arkadaşının çalışmalarını gerçekleştirmiştir.  Picasso ve Dali İspanyol olduklarından dolayı sık sık bir araya gelmiş Fransa'da birbirleri ile vakit geçirmişlerdir. Bu eserle ilgili pek çok sembolist yaklaşımlarda bulunulmuştur. Dali, Picasso'dan etkilenen bir sanatçıdır. Ve kendi sanatına olan katkılarını dile getirmekten çekinmemiştir. Bir dönem aralarında husumet yaşansa da bu uzun sürmemiştir. Bu husumetin nedeni Dali'nin Adolf Hitlere karşı ılımlı yaklaşımı ve de o süreç içinde Picasso'nun kendisini Kominist olarak açıklamasıdır.  Ayrıca İspanya o dönem faşist Franco tarafından iç savaşa sokulmuştur.  Picasso, Franco'ya karşı sert bir tavır almıştır. Ama Dali İspanya'ya dilediği zaman girip çıkmak istiyordu ve Franco'ya övgüler diziyodu. Dali sahiden de Faşist bir sanatçı mıdır yoksa o dönemde sadece sansasyon yaratmak için mi o tarz açıklamalar yapmış ve büyük tepkiler çek

Pop Art ve Andy Warhol

Resim
"Pazarlama sanatı, Sanat'tan sonraki adımdır. Ben işe, ticari bir sanatçı olarak başladım ve yine öyle bitirmek istiyorum. Sanat yaptıktan sonra pazarlama sanatına girdim. Bir tür Sanatçı İşadamı ya da Pazarlama Sanatçısı olmak istiyordum. İş dünyasında başarılı olmak, sanatların en ilginç olanı. Hippi döneminde insanlar şu pazarlama meselelerini masaya yatırdılar 'Para kötüdür' ya da 'Çalışmak kötüdür' gibi düşünceler öne sürdüler ama para kazanmak da çalışmak da sanattır ve iyi pazarlama, en iyi sanattır." Pop sanat terimi ilk kez 1958 yılında İngiliz eleştirmen Lawrence Alloway tarafından Arctitectural dergisine yazdığı sanat ve kitle iletişimi başlıklı makalesinde popüler kültür ürünlerini tanımlamak için kullanıldı. 1960 yılında uç noktaya ulaşan tüketim kültürünün aynı zamanda bir yansıması olan Pop Art’da resim yüzeyinin geleneğini yıkmak söz konusudur. Hazır malzemeler kullanılarak tuvaller de farklı formlar tercih edilir. Sprey boyalar

ECHO VE NARCISSUS

Resim
John William Waterhouse Teiresias, o ünü her yana yayılmış kahin Aonia şehirlerinden geçerken Soranlara birçok şeyler söyledi kusursuz ve doğru. İlk defa gövel gözlü Leiriope denedi Sözlerinin gerçek ve onun güvenilmeye değer olduğunu. Günün birinde Kephisos sularını döndüre döndüre onu kucakladı, Dalgadan kollarıyla sardı, dileğine erişti. Gebe kaldı o güzel Leiriope ve dünyaya geldiği anda nymphaların bile Gönül vereceği bir çocuk doğurdu, adını Narcissus koydu. Danışanlara, onun yetişkin bir yaşın uzun senelerine Erişip erişemeyeceğini soranlara geleceği söyleyen o falcı "Kendi kendiyle tanışmazsa..." buyurdu. Boş sanıldı toyunun uzun zaman sözleri, Sonunda olaylar sevdasının, garipliği ve ölüşü Gösterdi doğru olduğunu dediklerinin. Çocuk olduğu kadar, Kephisos'un oğluna, Bir genç diye de bakılabilirdi on beşine bir yıl daha katan ona. Arzusunu kamçıladı nice kızların, nice delikanlıların; Çıkmadı ama içlerinden ona ulaşabilen

İNCİ KÜPELİ KIZ

Resim
Resim
Atanas Matsoureff, 1975 yılında Bulgaristan'da doğdu. O, bir Suluboya ressamı ve gerçekçi sanatçı. Suluboya tutkusu ile sanatçının konsantrasyon parçası üzerinde talepleri, sanatsal ifade olanaklarının sonsuz kapsamını sunan bir boyama tekniği var. Suluboya güzelliği kağıt, hafiflik, hareket, şeffaflık, doğadan canlı renkler. O önce çevremizdeki güzellikleri ve Doğa güçlerini basit, sıradan şeyler boyamakta. Ressam, suluboya resmi için; "Yüksek tutkuyla konsantrasyon gerektiren ve sanatsal ifadeler için sonsuz olanaklar sunan bir boyama tekniğidir." demektedir. Bulgar suluboya ressamı Atanas Matsoureff,in eşzamanlı titiz, dokusal orta bir usta komutu vardır. Onun natürmort deneklerdeki resimlerini, kendi doğası içinde, sessizce gözlemleyerek ve doğa dinleme duygusu yani; sessiz tefekkür bir hissi var. Onun figürleri, portreleri, doku ve fiziksel varlığı çarpıcı bir duygu ile anlatmakta. Bu eserlere bakarken ev sıcaklığını hissedebiliyoruz. Anılarımızı tekrardan hatır

Belleğin Azmi (La persistencia de la memoria) / Salvador Dali

Resim
 La persistencia de la memoria 1931 33 x 24.1 cm  Museum of Modern Art, New York, USA Bu eser hakkında pek çok varsayımda bulunulmuştur. Ancak işin aslını ve en doğru tahmini yine sanatçısının kendi açıklamalarından öğrenebiliriz. Stan Lauryssens'in "Dali Ve Ben" (Aprıl Yayıncılık-2008) adlı kitabına göre Dali'nin bu eseri yapmasının altında oldukça garip bir hikaye yatmaktadır; Sıcak bir İspanya gecesinde ansızın yatağımdan uyandım ve yarı uykulu gözlerimle etrafıma bir bakındım, sıcaktan erimiş kötü kokulu kamamber peyniri ve duvarda asılı duran saat gördüğüm ilk şeyler oldu. Ve sanatçımız iki farklı nesneyi bir araya getirerek, en bilinen eserlerinden birini dünyaya getirmiştir. O dönemde bu eseri atom bilimi ile ilişkilendiren çeşitli eleştirmenler ortaya çıkmıştır. Dali ise gülümseyerek onun sadece bir peynir ve saat olduğunu dile getirmiştir. Öte yandan Dali pek çok kez mutlaka yatağının yanında bir kağıt kalem bul

Rene Magrette / Les Amants II

Resim
“Benim resimlerim hiçbir şey anlatmayan görsel imgelerdir. Akla gizemi getirirler. Doğrusunu isterseniz, benim resimlerimi gören biri kendi kendine şu basit soruyu sorar: ‘Bunun manası ne?’ O resmin bir manası yoktur. Çünkü zaten gizem de aslında hiçbir şeydir, bilinmeyendir.” 21 Kasım 1898’de Belçika’nın Lessines şehrinde terzi Leopold Magritte ile kadın şapkacısı Adeline Magritte’in en küçük çocukları olarak dünyaya gelen Rene François Ghislain Magritte, sürrealizm denilince akla gelen ilk isimlerden biri Salvador Dali olmasına rağmen gerçeküstücülük akımının en önemli temsilcilerindendir. Bir dönem kübist, empresyonist ve fütüristik anlayışta çalışsa da eserlerinde sürrealizmi benimsemiş ve tablolarında ürkütücü, korkutucu, komik ve tuhaf düşsel imgeleri işlemiştir. Bildiğimiz nesnelere yeni anlamlar kazandırdığı ve sıradan objeleri alışılmadık biçimde gösterdiği eserleri popüler kültürün de bir parçası olmuştur. Rene Magritte’in Fantoma’ya karşı özel bir hayranlığı vardır.

Sıcak Yaz / Uwe Timm

Resim
Uwe Timm bu kitabında Almanya da 68 kuşağını anlatıyor. Romandaki karakteristik özellikler okurken sizi konuya çabucak bağlıyor. Toplumsal ve siyasi olayların gerçekçi bir şekilde sıcağı sıcağına işlendiği bu kitap ilgili olanlar için güzel bir kitap niteliğinde. Çevirmen: Zehra Aksu Yılmazer Can Yayınları 296 sayfa