Kayıtlar

Aralık, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kendine ait odası olmayan kadınlar: Bronteler

Resim
“ Tehlike, yalnız ve belirsiz bir gelecek, mutlaka kasvetli ve kötü olmak zorunda değildir, yeter ki karakter sağlam olsun ve yetiler kullanılabilsin; yeter ki özgürlük bize kanatlarını ödünç versin, umut bize yıldızıyla rehberlik etsin ”  –Charlotte Bronte Çelişkiler dönemi olan Victoria Çağında yaşayan  Bronteler , isimleri ve yazdıkları bugüne değen üç kız kardeş. Kedine ait bir odaları yoktu, zorlu bir yaşam sürdüler, bazıları edebi üretimin zengin olmakla ilgili olduğunu söyledi ama onlar buna inat, kalemleriyle edebiyat dünyasına kendini kanıtladı. Üstelik sadece İngiltere’de değil, dünya çapında okunan yazarlar oldular. Oysa dünya edebiyatındaki neredeyse tüm yazarlardan farklı yaşam koşullarına sahiplerdi. Sağlıksız yurt ortamı, erkenden yitirilen bir anne, sarhoş bir ağabeyin bazen şiddete varan davranışları, ilgisiz bir baba, onların üretim sürecini etkiledi ama engelleyemedi. 1816 yılında  Yorkshire’de  dünyaya gelen Charlotte, 1855 yılında daha 39 yaşındayken veremde

19.Yüzyıl Batı Resim Sanatına Biçim Veren Kaynaklar : Japon Resim Sanatının Batı’ya Etkisi

Resim
Edouard Manet,  Demiryolu (Le Chemin de Fer)  1872-73, Tuval üzerine yağlıboya,  93 x 114 cm,    National   Gallery of Art,Washington.  Japon resim sanatı ülkenin toplumsal yapısıyla hem yakından ilişkilidir hem de kullanılan teknikler, alınan etkiler ve resim yapılan malzemeler açısından hayli zengindir. Bu nedenle mürekkep ve diğer boyalarla kağıt, ipek ya da duvar üzerine yapılan resimler yerine Batı resim sanatını doğrudan etkileyen Japon ahşap baskı resimleri üzerinde durularak, bu resim tekniğinin bağlamından Japon resminin temel felsefesini ele almak konunun sınırlarını belirlemede faydalı olacaktır. J apon resmi oldukça köklü bir geçmişe dayanan ve hakkında dünya da pek çok çalışmanın bulunduğu hayli hacimli bir ülke ve dönem sanatını içine almaktadır. Nitekim aynı durum Batı resim sanatı için de söylenmelidir. Bu yazıda, sınırlı yazı alanı nedeniyle Batı resim sanatında Japon resim sanatının etkilerinin görülmeye başlandığı en erken akım ve birkaç örnek üzerinde durulaca

Bizans’ın sanat yıkımı: İkonoklast Dönem

Resim
Bizans İmparatorluğu’nun tarihinde büyük bir hasar yaratılmasına ön ayak olan İkonoklast dönem, yalnızca dini sebeplerce oluşmaktan çıkıp, siyasi ve sosyo-kültürel olarak da sebepleri olan bir dönemi yarattı. Yaklaşık 120 yıllık bir dönemi kapsayan ve büyük tahribatlarla Bizans Tarihi’nin sanatsal gelişimini etkileyen İkonoklazma ; kelime kökeni olarak “ikon” sözcüğünden geliyor. Grekçe “eikon” yani “imge” sözcüğünden türeyen ikon ve yine Grekçe “klao” , yani “kırmak, yok etmek” sözcüklerinin birleşmesiyle oluşuyor. İkon; Doğu Kilisesi’nde İsa, Meryem, Azizler, Havariler ve kutsal kitaptaki dini hikayelerin duvara ya da ahşaba, boyalarla yapılan sembolik tasvirlerine verilen isim. İkonun, Hristiyan dünyasında oldukça önemli bir yeri var. Yapılan ikonlar, Tanrı ile bu dünya arasında aracılık eden tasvirler olarak görülüyor. İkonları resmeden sanatçılarsa, bu kutsal görevi üstlenmiş bir din adamı rolünde. Bizans İmparatorluğu’nun özellikle 6. ve 7. yüzyıllarda yoğunla

Sandro Botticelli - Venüs'ün Doğuşu

Resim
Botticelli , yunan mitolojinde A frodit 'in karşılığı roma mitolojisinde aşk ve güzellik tanrıçası olan V enüs 'ün doğuşunu resmetmiştir. Deniz köpüğünden oluşan Venüs'ün bir midye kabuğu üzerinde, yunan mitolojisinde baharı simgeleyen tatlı ve hafif batı rüzgarının tanrısı Z efirus 'un nefesiyle baf kıyılarına taşıdığı görülüyor. Zefirus'un yanında yarı çıplak ve sonradan çiçek ve bahar tanrıçası Flora 'ya dönüşecek olan peri kızı C hloris 'tir. Zefirus, Chloris'i kaçırıp onunla evlenmiştir. Etraflarında güllerin uçuştuğu görülmektedir, bu da baharı simgeler. Venüs'ün sağ tarafında görülen bir  hora  ise, Venüs'ün üzerine çiçek desenli bir pelerin örtmek için ona doğru uzanıyor. (3 güzeller). resimde asıl vurgulanmak istenen baharın gelişidir.  Bu büyük resim muhtemelen, tıpkı  İlkbahar  gibi,  Lorenzo di Pierfrancesco de' Medici 'ye ait Villa di Castello için 1482'de ya da belki daha önce çizildi. Ancak bazı araştırmacılar

Nuri İyem’in “L.V. Beethoven Portresi”

Resim
Nuri İyem , ülkemizin en başarılı ressamlarından biridir.  Ahmet Hamdi ‘nin dostu; Mimar Sinanlı,  Leopold Levy  talebesi ve Anadolu kadınlarının ressamıdır İyem. 38 yaşındayken; doğmadan tam 88 yıl evvel ölmüş olan müzik dehası  Ludwig van Beethoven ‘in bir portresini yaptı. Biraz söz edeceğim. 1915 senesinde dünyaya gelen  Nuri İyem , 2005’te hayatını kaybetti. 25 yaşında  Mimar Sinan Güzel Sanatlar Akademisi ‘ne giren ve 4 yılda mezun olan İyem,  Leopold Levy ‘den ders almış şanslı kişilerdendi.  İyem ‘in olgunlaşan eserleri, onu bir ‘usta’, ülkemizin gurur kaynağı yaptı ve daha sonra onu tanıyanları ‘ şanslı ‘ konumuna soktu. Kariyeri boyunca çoğunlukla peyzaj eserler yapan  İyem , en çok Anadolu kadınlarını resmetti. Diklemesine uzun ve ifadeli yüzleriyle özgün bir sanatkar olarak adını duyuran İyem, olgunluk çağında bir  Beethoven   portresi de yaptı. Alman besteci  Beethoven ,  İyem ‘in en sevdiği müzisyendi. Onu, “ …Beethoven dünyaya barışı getirecek ” şeklinde tanımlaya

Satranç

Resim
*Bir insan kendini ne kadar sınırlarsa, öte yandan sonsuza o kadar yakın olur; işte böyle görünüşte dünyadan kopuk yaşayanlar, özel yapıları içinde karınca gibi, dünyanın tuhaf ve eşi benzeri olmayan bir maketini kurarlar. *Bu insan, bu akıl insanı, aklını kaçırmadan on, yirmi, otuz, kırk yıl boyunca bütün düşünme gücünü tekrar tekrar aynı gülünç amaca yöneltir; bir tahtanın üzerinde tahta bir şahı köşeye sıkıştırmak! * Kendime karşı oynamaya kalkıştığım andan itibaren, bilinçsizce meydan okumaya başlıyordum. Siyah ve beyazdan oluşan her iki ben de yarışa girişmeden edemiyordu ve her ikisi de yenmek, kazanmak için kendine göre bir hırsa, bir sabırsızlığa kapılıyordu; siyah olan ben, beyaz olan ben’in yapacağı her hamleyi heyecanla bekliyordu. Bir tanesi bir yanlış yapınca, öteki ben sevinçten havalara uçuyor ve aynı anda da kendi beceriksizliğine kızıyordu. *Sözcüklerle anlatılamayacak bu durum dört ay sürdü. Eh, dört ay, yazması kolay: Altı üstü birkaç harf! Söylemesi

Ay Tanrıçası Selene

Resim
Yunan mitolojisinde Ay Tanrıçası ve titan kızı ( Hyperion ve Theia’nın kızı)  olan  Selene , güneş tanrısı olan Helios ’un kardeşidir. Selene genelde ay küresinde ya da başında bir ay ile, bir boğa ya da atı sürerken peleriniyle tasvir edilmektedir. Endymion  ise dağda keçilerini otlatan bir çoban olmakla beraber Selene’nin ölümlü aşkıdır. Tüm hayatı ormanlarda geçen Endymion’u gören tek kişi gökteki Ay Tanrıçası Selene’dir. Gece boyu çobanı izleyen Selene, Endymion’a aşık olmuştur ve bir gün yanına inip onu uyurken öpmüştür. Uyanan Endymion, Selene’ye aşık olmuştur ama bu aşk imkansızdır çünkü Selene ölümsüzdür, Endymion ise ölümlüdür. Bu sebeple kral Zeus ile görüşen Selene, Endymion’a bir hediye vermek ister. Onu Latmos Dağı ’nda (Muğla’dadır) bulunan bir mağaraya ölümsüz bir uykuya yatırır ve sık sık ziyaret eder. Öncesinde ay’ın birleşmediği geceler birbirleriyle görüşemeyen Selene ve Endymion için ışık, aşkın ta kendisi olmuştur. Hatta Selene adının Yunanca “Selas” ya

Astronomik Saat Kulesi / Prag

Resim
Prag’ta, Eski Şehir Meydanı’nda, yani şehrin tam kalbindedir Saat Kulesi. Bu meydan bir çok kişiyi geçmişin izlerinde bir yolculuğa çıkarır. İşte bu meydandaki meşhur saati, 15.yy sonlarında Charles Üniversitesi’nde profesör olan Hunuş Usta yapmıştır. Amacı, Kutna Hora şehrindeki Kemikli Kilise’de olduğu gibi insanlara bir mesaj vermektir. “Herkes bir gün geldiği yere geri dönecek yani elbet bir gün toprakla özleşip ölecek!” Saati yapar yapmaz dünyanın en önemli adamı haline gelir. Kral’dan daha fazla adı duyulmaya başlar çünkü, Avrupa’nın her yerinden insanlar Prag’a sadece ve sadece saati görmeye gelir. Zamanla Hunuş Usta’ya başka ülkelerden de teklifler gelir, fakat Hunuş usta bu teklifleri reddeder. Zamanla bu teklifler Kral’ın kulağına kadar gider ve Kral, Hunuş Usta’nın saati başka bir yere de yapmasını önlemek için onun gözlerine mil çektirir. Kör olan Hunuş Usta da kendini saatin mekanizmasına bırakarak intihar eder. Asıl amacı saati bozmaktır, saati bozarak intikamını